S&P Global ve Hamburg Ticaret Bankası, Euro Bölgesi’nin 2024 Aralık ayına dair ekonomik verilerini yayımladı.
Veriler, Aralık’ta yeni iş ve istihdamda yaşanan düşüşle birlikte ekonomik faaliyetin gerilediğini gösteriyor.
Ancak, Euro Bölgesi Bileşik PMI 48,3’ten 49,6’ya, hizmet sektörü PMI ise 49,5’ten 51,6’ya yükseldi.
Bu durum, Euro Bölgesi ekonomisinin 2024’ü kırılgan bir durumda tamamladığını ortaya koyuyor.
S&P Global, Aralık 2024 için İngiltere’nin imalat sanayi PMI verilerini açıkladı.
İmalat PMI, 47 ile son 11 ayın en düşük seviyesine geriledi ve 50 puanın altında kalarak daralma sinyali verdi.
Kasım’da 48 olarak ölçülen PMI, artan maliyet baskıları ve iş kayıpları ile olumsuz bir tablo ortaya koydu.
S&P Global yetkilisi Rob Dobson, durgun ekonomi ve zayıf ihracat nedeniyle imalat sektöründe sert daralma yaşandığını belirtti.
Ayrıca, yeni hükümetin politikalarının güveni düşürdüğünü vurguladı.
İngiltere’de Aralık ayında özel sektör istihdamında son dört yılın en sert düşüşü kaydedildi.
S&P Global’in verilerine göre, Bileşik PMI Aralık ayında 50,5 seviyesinde kalırken, imalat PMI 47,3 ile son 11 ayın en düşük değerine ulaştı.
Hizmet sektörü aktivitesi 51,4’e yükselmesine rağmen, azalan talep ve artan maliyetler istihdamı olumsuz etkiledi.
Ekonomik büyümenin durması ve istihdamın azalması olası olurken, enflasyonun yeniden yükseliş sinyalleri vermesi 2025 için ek riskler oluşturuyor.
S&P Global Ratings ve Fitch Ratings, Türkiye ekonomisi için 2025 beklentilerini açıkladı.
S&P analisti Frank Gill, enflasyon tahminlerinin yıl sonu için yüzde 42-45 aralığına revize edildiğini belirtti.
2025 sonu enflasyonunun yüzde 24’e düşmesini, ilk faiz indirimini ise 2025’in başında beklediklerini ifade etti.
Fitch analisti Erich Arispe Morales, enflasyonun hala önemli bir zorluk olduğunu vurguladı ve Türkiye’nin kredi notunda artış ihtimalinin mevcut yüksek enflasyon ve para politikası nedeniyle yavaş olabileceğini söyledi.
Türkiye’nin kredi notu, 2023 itibarıyla uluslararası derecelendirme kuruluşları tarafından artırılırken, ekonomideki ortodoks politikaların makro finansal istikrarı artırdığına dikkat çekildi.
